GENÇ, DİNAMİK, YARATICI VE ÖZGÜR BİR KUŞAK!
Değişen dünya ile birlikte iş hayatında aktif olan kuşak ve sahnedeki oyuncularda değişiyor. Her jenerasyonun çalışma hayatından beklentisi birbirinden oldukça farklı. Kendisini her geçen gün daha baskın bir şekilde hissettiren Y kuşağı, 10 yıl sonra iş dünyasının %75’ini oluşturacak. Dolayısıyla bu kuşakla birlikte bireylerin ve şirketlerin de bir değişim içerisinde olması kaçınılmaz görünüyor.
Dünya genelinde 1965 yılı sonrasında doğan genç kuşaklar X, Y ve Z olarak ayrılıyor. Bundan öncesinde, 1946-1964 yılları arasında doğanlar 2. Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan nüfus patlamasından isimlendirilerek ‘’Baby Boomer’’, daha öncesi ise ‘’Sessiz Kuşak’’ olarak adlandırılıyor.
Genç kuşaklardan X kuşağı, 1965-1979 yılları arasında doğan bireylerdir. X kuşağı kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşaktır. İş yaşamında motivasyonları yüksektir. Belirli çalışma süresinden sonra kademe atlayacaklarına inandıklarından sabırlıdırlar. Ayrıca bu nesil birtakım buluşlara tanıklık etmiştir. Dünyaya gözlerini merdaneli çamaşır makinası, transistörlü radyo, kasetçalar ve pikapla açan X nesli, teknolojinin getirdiği bilgisayar ve internet dönüşümlerine adapte olmaya çalışmaktadır. Türkiye’nin %22’sini oluşturur.
Y kuşağı, 1980-1999 yılları arasında doğan bireyleri kapsar. Kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği nesil olma özelliği taşırlar. Bağımsız olmayı severler, özgürlüklerine düşkündürler. Kendisinden farklı düşünenleri eleştiri yağmuruna tutsa da kendisinden önceki kuşağın tersine, bir arada bulunmaya yatkındır. Eleştirelliği ve özgüveni, Y kuşağının bireyci olmasından kaynaklanır. Bilgisayar ve internet ile büyüdüğünden zekidir, aynı anda birden çok iş yapmaya yatkındır. Türkiye nüfusunun %35’ini oluşturur ki bu oldukça ciddi bir orandır.
Z kuşağı ise 2000 yılı ve sonrası doğan bireylerdir; başka bir deyişle ‘’milenyum’’ neslidir. İnternet ve mobil teknolojiyi kullanmayı severler, günümüzde oyuncak yerine tabletle oynayan nesildir. Teknoloji ile iç içe olduklarından görsel algılarının ve aynı anda birden fazla konu ile ilgilenebilme yeteneklerinin gelişeceği tahmin ediliyor.
Y kuşağı alışılagelmiş monoton ve baskıcı iş hayatının kurallarına karşı eleştirisel yönlerini ortaya koyuyor ve bu düzenin getirilerine ve zorluklarına tamamen karşı çıkıyorlar. Çünkü önceki kuşakların aksine, Y kuşağı gelişen teknoloji ile birlikte bilgiye her an ulaşabiliyor. Her şeyi araştırıyor ve sorguluyor. Neden-Sonuç ilişki analizini çok iyi kurguluyor ve bu yüzden ikna olmadığı, ‘’neden?’’ sorusuna yanıt alamadığı hiçbir işi yapmak istemiyor.
Y kuşağı için iş çoğunlukla amaç değil, sosyal hayatlarını devam ettirebilmek için bir araçtır. Sosyal hayatlarının ve iş hayatlarının dengeli bir şekilde kurgulanması çok önemlidir. Bu neslin bireyleri üstlerinden sıkı direktifler alarak çalışmak yerine, iş tanımlarını ve süreçleri tam anlamıyla öğrenip, kendi yöntem ve programlarıyla işlerini yürütmek isterler. Kariyer basamaklarını çok hızlı çıkma hedefindedirler, hızlı sonuç almak, liderliğe hızlı ulaşmak isterler. Firefish’in araştırmasına göre, 7 kişiden biri haftada 50 saatten fazla çalışmakta sıkıntı görmüyor. Ve %56’sı, 3 yıl içinde yönetici olmak istiyor. Y kuşağı bireyler, üstlerine önceki nesillere kıyasla daha eşdeğerdirler. Y kuşağı özgürlüğüne düşkün bir kimliğe sahip olmakla beraber yaptığı işe sıkı sıkıya tutunur. Gerektiğinde fedakâr bir şekilde davranarak tamamen kendilerini işlerine odaklayabilirler. Ama karşılığında takdir edilmek ve ödüllendirilmek isterler.
İş dünyasının ciddi bir kesimini oluşturan, önceki kuşaklardan tamamen farklı özelliklere sahip bu bireylerin verimli çalışabilmeleri ve şirkete ait olduklarını hissedebilmeleri için çalıştıkları ortamın tasarımının da bu özellikleri destekleyecek özellikler sunması şirketler için majör bir gerekliliktir. Gençler iş seçiminde %71 oranla maaş, şirket büyüklüğü vs. değil; çalışma ortamının rahatlığını baz alıyorlar. Bugünün “iyi” ofisi, sanılanın aksine ortaya bir kaydırak koymaktan ibaret değil. Günümüzde iş dünyasına giren ve aktif bir rol alan Y kuşağı, diğer kuşaklardan son derece farklı özellik, davranış ve istekler taşıyor; dolayısıyla da bu durum iş yapma biçimlerine ve mekânlarına da yansıyor. Çalışma alanları Y kuşağı için sadece bir iş yeri değil aynı zamanda diğer insanlarla sosyalleşip, fikir alışverişi yapabildikleri bir etkileşim merkezi haline gelmiştir.
Y kuşağının iş hayatında aktif bir rol almasıyla birlikte işverenler de köklü bir değişim için harekete geçmeye başlamışlardır. Hem yönetimsel hem de mekânsal anlamda radikal değişikliklerin yapılması, Y kuşağı çalışanlarından en yüksek verim ve motivasyonu sağlayabilmek adına kaçınılmaz bir gerekliliktir. Yönetimsel anlamda yapılan en büyük değişim; sert hiyerarşiyi, üst kademe yöneticilerin baskılarını ortadan kaldırmakla başlamıştır. En üst düzeyden başlayarak üst yönetim birimleri çalışanlara patrondan çok yol gösterici, onları destekleyen bir koç olmalıdır. Hiyerarşik düzen yavaş yavaş yerini ekip çalışmalarına bırakmaya başlamıştır. Yönetimsel bu değişiklikler mekânsal anlamda da yenilikleri beraberinde getirmektedir.
‘Renkli bir kuşak için renkli ofisler’
Günümüz ofislerinde, bireysel çalışmaya yönelik kapalı mahaller ortadan kalkmış, yerini tamamen şeffaf, herkesin bir arada çalışabildiği hareketli mekânlara bırakmıştır. Yönetici odaları kimsenin giremediği, çalışanlardan soyutlanan odalar olmaktan çıkmış, çalışanlarla etkileşim halinde oldukları iletişim noktaları haline gelmiştir.
Sosyal hareketlilik Y kuşağı için önemli bir motivasyon kaynağıdır. Hatta bu bireyler sadece iş yeri dışında değil, mesai saatleri içinde de sosyalleşmek, kafa dağıtmak, eğlenerek çalışmak isterler. Bu yüzden yeni nesil ofisler, sadece çalışma alanlarıyla sınırlı kalmayıp adeta bir eğlence merkezi haline de gelmeye başlamıştır. Farklı konseptlerde kurgulanan sosyal alanlar çeşitli oyun senaryoları ile donatılarak işte geçen zamanın daha keyifli ve verimli olmasına olanak sağlar. Çünkü çalışanlar bir yandan eğlenirken aynı zamanda da fikir alışverişinde bulunarak departmanlar arasındaki ilişkilerin güçlenmesini de sağlar.
Sabahtan akşama kadar aynı masanın başında oturmanın ne kadar keyifsiz hissettirdiğini biliyoruz. Yapılan birçok uluslararası araştırmada da gün boyunca aynı pozisyonda oturmanın insan ergonomisini ve motivasyonunu oldukça olumsuz etkilediği kanıtlanmıştır.
Y kuşağını aynı ortamda bile uzun süre tutmak çok zorken, aynı masada çalışmalarını istemek onlara yapılacak büyük bir haksızlıktır. Bu yüzden bizde ofislerimizi tasarlarken farklı fonksiyonlarda ve değişik konseptlerde hem grup çalışmalarına hem de bireysel çalışmalara olanak sağlayan alanlar oluşturuyoruz. Hatta çalışma alanlarının arasına serpiştirdiğimiz sosyal alanları da bir çalışma alanı olarak kurguluyoruz.
İş yerinde motivasyonu, verimi ve iletişimi artıran grafik çalışmalar ve duvar yazıları ofisin daha sıcak ve dinamik bir hale gelmesini sağlamaktadır. Bunun sosyal medyada da çeşitli örnekleri mevcuttur. Sağlıklı yaşam ve spor temalı profillerin günlük paylaşımları hep insanları motive etmeye yöneliktir ve işe yaradığı da gerek takipçi sayılarından gerekse aldıkları geri bildirimlerden çok net bir şekilde anlaşılmaktadır.
‘Y kuşağı demek teknoloji demek’
Y kuşağı teknolojinin içine doğmuştur. Her türlü teknolojik gelişmeye çok hızlı bir şekilde ayak uydurabilir ve teknolojiyi işleri doğrultusunda çok aktif bir şekilde kullanabilirler. Bu yüzden bu kuşağın bireyleri çalışma ortamlarını seçerken, kurumun isminden çok çalışanlarına sunduğu tam donanımlı teknolojik ortamları daha çok tercih etmektedir. Her şeyin tek tuşla kontrol edilebildiği bir dünyada, zamanın çok değerli olduğu ofis ortamlarına teknolojinin adapte edilmesi gerekliliği ile teknolojinin sunduğu yenilikleri tasarladığımız her ofise entegre ediyoruz. Kablolara veda edip tüm bağlantıları kablosuz bir alt yapı ile destekliyoruz. Sunum ekranlarına doğrudan USB girişiyle çalışan clickshare sistemlerle bağlanarak tüm akıllı cihazların sunum ekranlarına bağlanmalarını olanaklı hale getiriyoruz. Konferans görüşmelerini ve toplantıları her türlü iletişim teknolojisi ile donatıyoruz. Otomasyonun getirmiş olduğu akıllı sistemler ile günümüzün teknolojisini ofislerde etkin bir şekilde kullanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, ‘’bilginin alınması ve başka yerlere hızlı bir şekilde aktarılması hem zamandan tasarrufu sağlar hem de çalışanların verimliliğini artırır.